Objektif Pil ve Hafıza Kartı Takılması Çıkarılması Nasıl?
Objektifi çıkarıp takmak için makinenin üzerinde hemen objektifin solunda yer alan tuşa basıyorsunuz sonrasında da eş zamanlı olarak objektifi çevirerek çıkarıyorsunuz. Çeyrek tur çevirdiğiniz zaman objektifi çıkarabilirsiniz. Tuşun yeri bana ters geldi, uzun yıllardır Nikon kullandığım için ancak alışılmaz bir durum da değil. Diğer markalarda zaten bu sistem genelde hep farklı.
Objektifi takarken, makine üzerinde ve lens üzerinde bulunan turuncu parlak noktaları üst üste getirdikten sonra çıkarma yönünün tersine çeyrek tur yaparak lensi yerine takıyorsunuz.
Objektif üzerinde MF/AF seçim tuşu bulunuyor ve eğer lensin sabitleyici özelliği varsa OIS ibaresi ile lensin üzerinden bu özelliği açıp kapatabiliyorsunuz. Biliyorsunuz eğer lensi sabit bir yüzey üzerine veya tripod üzerine koyuyorsanız OIS’i kapatmanız gerekiyor.
SD kart kapağı kolaylıkla açılıyor, el çarpması ile açılabiliyor gibi yorumlar vardı diğer blog yazılarında özellikle test ederken buna dikkat ettim. Yaklaşık 4bin adet sokak fotoğrafı çektim. Bir defa başıma geldi bu durum. Bu sebeple kullanıcıların bu konuda endişe etmesine bence gerek yok.
SD kart slotu saece bir SD kartı alıyor. Keşke iki SD kart kapasitesi olsaydı be hem fotoğraf yedeği ya da biri JPG diğer RAW gibi yönetilebilirdi veya video dosyalarını bir SD karta kaydedebilirdiniz. Çünkü RAW çekiyorsanız 35mb bir dosya üretiyorsunuz Fujifilm X-T! üzerinde ve bu hiç de az değil. Bu sebeple alan ihtiyacı duyuyorsunuz.
Pil haznesinin kapağını açık duruma getirince tek tırnaklı bir aşamayı da bırakınca, pili çıkarabiliyorsunuz. Pili düşürmeniz pek mümkün değil. Bu kısım güzel düşünülmüş. Kapatırken pil kapağı açık durumda olduğu için çentiği kapalı hale getirmeniz gerekiyor kapattıktan sonra.
Pil kapasitesi olarak 1260mah’lik bir pil kullanıyor. Bu pili kullanarak LCD ekranı da çok kullanmadan 320-330 fotoğraf çektim RAW+JPG formatında. Kitapçık verileri 350 kare çekim yapılabileceğini belirtmiş. Pil yeni olsa belki bu koşullar değişebilir. Benim deneyimim 320-330 aralığında gerçekleşti. Örneğin Nikon D810 makinemde 1900mah’lik bir pil var ve yaklaşık 1000-1100 kare çekiyorum. Bu açıdan karşılaştırılınca sayısal olarak Fujifilm X-T1’in pili tam gün sokakta fotoğraf çekimi yapınca yetersiz kalıcaktır. Ek bir yedek pil ile bu eksiği kapatmak mümkün olabilir, ben çekimlerim sırasında ek bir pili sürekli yanımda bulundurdum. Çünkü tam günlük seyahtlerimde yaklaşık 700-800 fotoğraf çekiyorum.
Pil kapağını makinenin altına tripod plate’i takılıyken açmanız mümkün değil. Mafrotto’nun dikdörtgen plate’i ile açamadım. Bu büyük bi sorun değil çünkü makine büyük olmadığı için çakışma olması normal. Ama bilin tabi değil mi.
Makinenin SD kart kısmının diğer tarafında, micro USB+HDMI+Mikrofon ve uzaktan kumadan girişi bulunuyor. Microfon girişi standart 3.5 giriş değil. Bu sebeple bir hüsran oldu benim için. Öte yandan bir konvertör/adaptör aracılığı ile sanırım çevirili diye düşünüyorum. Denemedim, deneyenler yorum yapabilir mi rica etsem. HDMI çıkışı ile, makine üzerinde fotoğraf ve videolarınızı televizyondan izleyebilirsiniz. Neden ihtiyaç duyulur buna bilmiyorum, bilgisayara aktarıp bakmak varken, bilmiyorum ama demek ki meraklısı var. Belki yanınızda laptop yok ve bir otelde kalıyorsunuz, tesadüf HDMI kablosu da cebinizde kalmış mesela o zaman olabilir 🙂 Evet saçma bence.
Kumanda ile neler yapılıyor bilemiyorum, denemedim görmedim. Bu sebeple artısını eksisini maalesef aktaramıyorum.
Şimdi ufak bir meselemiz var, o da bu girişlerin üzerinde bulunan plastik ile. Bu esnek plastik malzeme tam deforme olmalı derken, olmuş bile. Güzelim makinenin görüntüsü kozmetik olarak 8/10 olmuş. Şimdi böyle diyorlar, görsel açıdan bozulmalara. Benim değerlendirmem de 10 üzerinden 8 oluyor bu durumda çünkü bu deformasyon makinenin güzelliğini bozuyor.
Makinenin ön bölümünde PC-SYNC bağlantısı var. Flaş için kullanılan eski bir teknolojiydi sanırım eskiye rağbet bu bağlantı noktası makinede mevcut. Bir de kapağı olmadığı için tam bir retro görünüm vermiş. Flaş için ilgilenenler olabilir diye düşünülmüş sanırım ancak zaten makinenin flaş bağlantısı hot-shoe. Yani makine ile flaş zaten buradan haberleşebiliyor. Tabi makineniz ile uyumluysa ancak uyumlu değilse o durumda PC-SYNC bağlantısını kullanabilirsiniz. Ben bunu bir deneyeceğim. Bakalım nasıl oluyor, şu PC-SYNC kablomu arşivden bir çıkarayım da.
Flaş senkron hızı olarak 1/180 sn demiştik. Hot-shoe bağlantısı da var flaş ile makine irtibatı için. Makinenin üzerinde dahili flaş bulunmuyor. Bence güzel birşey. Sokaklarda fotoğraf çekiyorsanız, ISO’nuza da laf ettirmiyorsanız ne yapıcaksınız flaşı. Evde bırakın gitsin. Fufjifilm X-T1’ in kutusundan bir flaş çıkıyor ve bunu lazım olunca takıyorsunuz. Video ve fotoğraflardan gördüğüm kadarı ile oldukça ufak bir flaş bu da bir avantaj. Benim test ettiğim ekipman setinde olmadığı için test edemedim. Bu sebeple olumlu/olumsuz yorumları olanları bekliyorum altta yorum bölümünde.
LCD ekranın 1.040.000 noktalık çözünürlükte olduğunu söylemiştik. Tilt hareketi yapıyor da demiştik. Ne kaldı geriye, makinenin LCD ekranı aşağıya doğru tam 90derece açılıyor ama yukarı doğru sanırım 30-45 derece arası bir açı yapıyor. Gönye ile bakmadım tabi. Ama 90 derece olmadığı belli tabi. Ekran görüntüsü kaliteli. Çekilen fotoğraf ile ekran arasında ciddi bir fark yok, yani kandırmıyor. Evde de hüsran yaşamıyorsunuz. Evde diyorum ama bu makineyi profesyonel düğün fotoğrafçıları ve moda fotoğrafçıları da kullanıyor. Yeri gelimişken söyleyim. Evde evde diyip durduğum için, algının hobi makinesi olarak oluşmamasında yarar var. O güzelim lensleri siz hobinizde heba edin diye üretmemişler tabi ki.
LCD ekranın bu hareketleri güzel olmuş, yerlerde yatmamıza gerek kalmıyor böylece ya da görmediğimizi çekmemize gerek yok. Göre göre çekelim diye Fujifilm elinden geleni yapmış.
Vizör Bakaç (ViewFinder)
Artık ne derseniz gibi oldu ama herkes de ayrı birşey diyor ne diyeceğimi şaşırdım. Vizörden devam ediyorum. Vizör aynalı bir makineli olmamasından dolayı, elektronik. Yani baktığınız vizör OLED mini bir ekran. Ben ilk bakınca kalp krizi geçirir gibi oldum ama hemen toparladım. Tuhaf işte. Sahte gibi. Nasıl biliyor musunuz, hani göz doktoruna gidersiniz de size balonlu bir fotoğraf gösterir ya makineden işte o anı yaşadım. Senkron süresi hızlı, yani süper kandırıyor. Anlamıyorsunuz elektronik olduğunu. Anlıyorsunuz da işte, çok hızlı.
En güzel yanı nedir biliyor musunuz, yaptığınız tüm ayarları vizörde anında görüyorsunuz böylece ‘aaa nasıl çıkmış bir LCD ekrana bakayım’ durumu ortadan kalkıyor. Bu da haybeye fotoğraf çekme sürecini ortadan kaldırıyor. Bu sebepten ötürü, mükemmel.
Deli eden tarafını da söyleyim, çektiniz fotoğraf ve makine landscape (yatay) durumda, aniden çevirip bir de portrait (dikey) durumda çekeyim dediğiniz de ekran çektiğiniz o fotoğraf duruyor. Sonra bir şaşkınlaşıyorsunuz ‘aaa bu kule yatay mı ya her durumda’ gibi bir saçmalık oluyor. Buldum :)) Bu özellik menüden kapatılıyor. Neyse o kadar da zor olmadı.
Bakaç üzerinde, tamam vizör üzerinde diyelim dioptri ayarı var demiştik. Bu da faydalı ve nazik bir düşünce. Yapmasalar olmazdı zaten. Bu tip makinelerde olmazsa olmaz.
Vizör sürekli çalışmıyor boşuna üzülmeyin benim OLED vizörüm eskiyor diye. Bişey olmaz. Çünkü gözünüz vizöre gidince LCD ekran gidiyor, OLED vizör devreye giriyor. Böylece LCD ışığı da gözünüze gözünüze gelmiyor. Sensör hemen vizör altında duruyor. Arada bir eliniz gidince LCD kapanıp açılıyor. Keşke sensör biraz daha akıllı olsaymış ya da konumu daha akılcı olsaymış.
Diyafram Öncelikli Çekim
Lafı çok mu uzattım bilmiyorum ama detaylı inceleme yapıyorum diye gaza gelmiş durumdayım.
Diyafram öncelikli Av diyin A diyin ne derseniz artık, çok kolay. ISO halkasını A, Enstantene halkasını A moduna getirince işte sana diyafram öncelikli çekim. Kolay değil mi. Çok basit.
Makine insanı eskilere götürüyor, neden mi çünkü diyafram ayarı objektif üzerinde ayarlanıyor da ondan. Yeniler siz bilmezsiniz belki, eskiden biz böyle çekerdik ‘peh peh peh’. Hava atmaya gerek yok ben de ucundan yaşadım o dönemi. Sonra düğmelerle yapınca çok hoşumuza gitmişti ama 2000’li yıllar vintage/retro yılları. Bu sebeple FujiFilm’de bize bir kıyak yapmış diyaframı lense yerleştirmiş.
Diyafram öncelikli modda çekim yaparken lens üzerinde bulunan halkadan diyaframı ayarlarken, pozlama telafisi halkasından da 1/3’lük aralıklarla +3 ve -3 aralığında poz telafisi yapabiliyorsunuz.
Deneme sırasında 35mm f1.4 lensini kullandım ve bol bol diyafram 2’de çekim yaptım. Kıskandırır ve kışkırtır. Bir kez daha, lens herşey demek dedim. Lensiniz güzel olmamış, makine güzelse. İsterseniz en iyi makineyi alın, elinizde 1.4 , 1.8 veya 2.8 lensiniz yoksa neye yarar o makine. Var mı itirazı olan? Gelsin yoruma 🙂
Tek sıkıntı neydi, lens halkası daha tık tık tık döndüğünü belli etmeli, çünkü eskiden öyleydi. Ben nerden anlayacağım halka döndü mü diye? Üstte ISO ve Enstrantene’ye kilidi koymuşlar ama diyaframda koyvermişler kontrolü. Bence asıl burda hafif bir sertlik gerekirdi. Böylece yanlışlıkla dönme durumu olmazdı. Bir de bakmadan anlama şansınız yok, var LCD ve vizörden ama elinizde hissetmedikten sonra olmuyor işte.
Enstantene Öncelikli Çekim
Enstantene öncelikli modda çekim yapmak için, makinenin ISO ayarını A, diyafram ayarını objektif üzerinden A konumuna alıyorsunuz. İşte enstantene öncelikli mod. Tv veya S moduna hoşgeldiniz.
Tıpkı, diğer modlarda olduğu gibi pozlama telafisini kullanmak yine elinizde. +/- pozlama telafisi ile +3’ten -3’e kadar pozlama yapabilirsiniz.
Enstantene ayarları halkası üzerinde tüm aralıklar yok, ara değerler için makine ön yüzündeki çevirme halkasını kullanabilirsiniz.
Hani Manuel Mod Diyenleri Duyuyorum
Makine tabiki manuel moda sahip, nasıl mı? Manuel için M düğmesi nerde mi? Düğme yok, ISO, A’da değilse diyafram halkası A’da değilse, enstantene halkası A’da değilse makine manulde. İşte bu kadar kolay. Oldukça kolay yani.
Uzun Pozlama İstiyorum Yıldızları Çekicem
Sınırları zorlayabilirsiniz, enstantene üzerinde bulunmayan pozlama süresi için B modu var. Bu modda çekim yaparken ve başlatırken deklanşöre basmanız yeterli. Sürekli basmanız gerekmiyor. Uzaktan kumanda alırsanız, kumanda üzerinden de müdahale edilebiliyormuş. Bu da güzel.
ISO’su Bol Olsun
ISO herşeyimiz oldu çıktı. Tripod’tan kurtarıyor. Pahalı lenslere olan ihtiyacı azaltıyor. Kim sevmez ki ISO’yu? Bir de noise (kumlanma, grain) olmasa!
Şimdi savaşlar, ISO üzerine. Kim coşturacak ISO’yu, kim yok edicek noise’i. Bu savaş şimdilik bitmez, niye derseniz piksel savaşı gibi kim ileri giderse o satıcak ve bu sebepten bitirmezler. Hep şöyle efsaneler vardır ya, adamların elinde aslında 10 yıllık teknoloji var ama azıcık azıcık sürüyorlar ki piyasaya satış yapsınlar diye. Burdan hareket edip, Fujifilm aslında 500bin ISO’luk makine yapmış ama… peh peh peh….
Gelelim konumuza, ISO candır der Ali Baba. Fujifilm’de ISO konusunda belli ki azimli. APSC sensörlü bu makinede alt sınır 200 ve üst sunur 6400 olarak belirlenmiş. Bu aralıkta RAW çekim yapabiliyorsunuz. 200 ISO altında RAW çekemiyorsunuz ama JPEG olarak fotoğrafları kaydedebiliyorsunuz. Yani gerçek ISO basamağı 200’den başlıyor.
Kumlanma 2000 ISO’da kendini gösteriyor. Çekim olarak 6400 ISO’da da zorda kalınırsa çekim yapılır ama sonucuna siz katlanırsınız :)). Çekmeyin o kadar ISO’yu zorlamayın.
ISO menü ayarlarında, benim profesyonel DSLR aynalı makinelerden sevdiğim auto-ISO ayarı var. Bu çok nefis bir özelliktir, hastayız hastasıyız. Bu özellik için ISO aralıkları verebilirsiniz yani azami ISO ayarını verir ve asgari enstantene hızını verirseniz sizin ISO’yu düşünmenize gerek yok. O sizin için ayarı otomatik veriyor. Bu söylediğim şekilde ayar yaptıysanız her lense göre bu ayarda enstantene ayarı yaparsanız, bu ayara rahatlıkla güvenebilirsiniz.
Konuyu açayım, örneğin elinizde 10-24mm lensiniz var ve asgari enstantene ayarını aldınız 1/40’a. Bu lensi çıkarıp 50-140mm’ı takınca bu hızı böyle bırakırsanız kendinizi riske atarsınız. O zaman asgari enstantene hızını çıkarın 1/100’e mesela. Gerçi OIS olan yani sarsıntı önleyici lens ile bu söylemler azıcık çöpe de gidiyor gibi. Teknoloji bitirdin bizi, biz ne yazıcaz :).
Çekim Özellikleri
Şık şık şık enstantene sesini kim sevmez ki, hele yeni başlayanlar. Makinenin çekim modlarını diğer aynalı DSLR’lar gibi üç moda ayırmış.
Bu özellikleri hemen ISO halkası altında bulabilirsiniz. Bu halkayı üç mod için çevirdiğinizde şu modları görüyorsunuz:
S – single’ı ifade eden tek kare çekim.
CL – continuous low’u ifade eden sürekli ama yavaş.
CH – continuous high’ı ifade eden sürekli ve hızlı çekim.
Seri modda çekim yapmak istediğiniz zaman halkayı çevirmeniz yeterli oluyor, menü içerisinde olmaması da gerçek profesyonel bir yaklaşım olmuş.
CH modunda 8fps çekiyor. Gayet iyi bir hız, memnun eder seviyede kesinlikle. CH ve CL modunda çekimlerin görsel denemesini videoda görebilirsiniz. Şık şık şık severler video sizin için.
Netleme Modları
Makine üç modda netleme imkanı veriyor. Elbette manuel mod, olmazsa olmaz. Diğer iki mod da, aynalı DSLR’dan aşina olduğunuz S-single yani tek seferlik netleme ile C-continious yani sürekli netleme.
Bu video’da Fujifilm X-T1’e ait en kapsamlı incelemenin 2.Bölümü’nü bulabilirsiniz.
Fujifilm XT-1 e ait diğer videoları da seyretmeyi unutmayın. Toplam 5 bölümden oluşan seriye buradan ulaşabilirsiniz:
HDMI girişini ben ek tablet veya lcd kamera monitörüne bağlamak için kullanıyorum. Ekranı büyütüp video çekmemi kolaylaştırıyor ekranı genişleterek daha çok alan görebiliyorum. Bir çok film setlerinde kısa filmlerde bu kullanılıyor diye biliyorum çünkü birçok yerde rastladım 🙂
Merhaba. Çok iyi bir çözüm video ve fotoğraf çekimi için. Günlük kullanımda sadece Fujifilm mi kullanıyorsunuz?
Aslında bir firma bünyesinde çalıştığımdan Canon’da kullandığım oluyor Nikon’da kullandığım oluyor ama ayriyetten kendi makinem Nikon ama ben Nikon’u sadece video için kullanıyorum. Canon’a göre video seçenekleri güzel geldi. En büyük güzelliği ise hangi SD Card’ı takarsan tak SD Card’ın hafızasının sonuna kadar kesintisiz sınırsız video çekme imkanı veriyor ama bu Canon’da mümkün değil. 15sn kayıt imkanı veriyor. Sorunun sebebinin ise SD Card ile ilgili olduğunu söylediler bende pek araştırmadım açıkcası. Ama GoPro Quick Remote ilede tabletten görüntüyü kullanmam kolay oluyor ayriyetten Mini HDMI girişi ile tableti 2 tane görüntüyü izlemek içinde kullanıyorum. Sadece LCD Monitor olması gerekmiyor yani. Herhangi bir Mini HDMI girişi olan, 1080p videoyu kasmadan oynatan bir tablette iş görür açıkcası. Google’da bununla ilgili birçok makale ve video var 🙂 Fujifilm X-T1’e gelirsek; Ankara Workshop’unda test etme fırsatı buldum fazlasıyla. Ben performansını baya beğendim. Netlemesinden tutun gövde üstünde ISO ayarlarının olması ve benzeri özellikler baya hoşuma gitti. 2 ay içerisinde Fujifilm X-T1 e geçmeyi düşünüyorum hatta. 60mm lens ile krallar gibi Portre fotoğrafları çekebiliyorsun 🙂 Mark II ‘den X-T1’e geçen var, amaç Mark II’yi gözde büyütmek veya küçütmek değil amaç, sonuçta eski bir makine işlemcisi de düşük ama çoğunlukla kullanılan bir makineydi şimdi kullanımı nekadar fazla bilmiyorum ama Fujifilm’e geçmeye fazlasıyla kararlıyım 🙂 Stüdyo performansının’da olukça iyi olduğunu workshop’da öğrenmiş oldum 🙂 Ama video’yu pek test etmedim ama ondan’da memnun olan vardı. GoPro olduğundan pek takmıyorum açıkcası orasını 🙂
Nikon video kaydında 29 dakika kayıt yapıyor, siz bunu uzattınız mı?
Şimdi yanlış konuşmuş gibi olmayım ben okadar kullandım hiç kesinti yaşamadım süreler hep farklıydı ama yarım saat kadar yada geçkin videomuz olmuştu galiba tam hatırlamıyorum zaten ama yani yarım saat bile büyük bir mebla 15 saniyeyeye göre. Sizcede öyle değilmi? Hem ayriyetten youtube videolarında uzunca sohbetler oluyor yarım saati geçkin videolar oluyor tam sohbetin ortasında video kesildiğinde tekrardan çekme ve montaja ekleme imkanı bile zor yani kaçtığı an o kare… Yani sizede farklı bir şekilde yanlış bir bilgi vermek istemem ben fazlasıyla profesyonel birisi değilim. Amatöreden yeni çıkmış profesyonel olma yolunda kendimi geliştirmek için sadece çaba sarfediyorum 🙂
Birde ek olarak eğer 29 dakika ile sınırlıysa da ek çözümler üretenleri gördüm ek yazılım ile dslr kameranın kayıt süresini arttıran kişiler var. Yani nekadar sağlıklı bilinmez ama açıkcası öyle yapanlarda var.