Ana Sayfa Blog Sayfa 4

Fujifilm X100F duyuruldu

Photokina 2010 da ilk defa görücüye çıkıp 2011 de insanların eline aldığı Fujifilm FinePix X100 modelini (şimdiki Fujifilm X100F’ nin atası olur) ilk gördüğüm andan itibaren çok sevmiştim.

1950’lerden kalma bir kasa içinde yeni nesil bir fotoğraf makinesi idi. Simsiyah ve belli bölümleri metalik renkli olarak iki model olarak üretildi ve günümüzde de hala aynı şekilde üretilmeye devam ediliyor. Çoğu insanın aksine ben metalik modeli çok daha fazla beğeniyorum.
2010 yılından bu yana görünümü ufak dokunuşlarla ama özellikleri güçlü bir şekilde değiştirilerek İngilizce’de ikinci anlamına gelen “Second” sözünden S, üçüncü anlamına gelen “Third” sözünden T ve bugün de dördüncü nesil olarak “Fourth” sözünden F serisini ürettiler. Fujifilm X100T ile olgunlaşmaya başlayan seri F sürümü ile bence oldukça olgunlaştı. Teknolojik ürünlerde geçmiş tecrübelerime dayanarak diyebilirim ki yeni çıkan ürünler 3 ve 4 sürüm geçtikten sonra bir çok sorunları giderilip kullanıcılardan gelen istekler dinlenerek daha kullanışlı hale getiriliyorlar.

Eski görünümünün yanında ise en çok etkileyici bulduğum ikinci özelliği ise sabit odaklı lensinin olması. 35milimetreye denk 23mm f/2 lensi ile aynasız da olmasının verdiği getirisi ile düşük perde hızlarında titreşimsiz net ve düşük ışıkta yüksek başarımlı kareler çekmeyi sağlıyor.

Sabit odak lensin; Fujifilm X100F’yi aldıktan sonra “bu lensi de alayım, bu lensi de almalıyım.” şeklindeki sonsuz istekleri bir anda kesen ve makine ile fotoğraf çekmenize yoğunlaşmanızı sağlayan bir özellik olduğunu düşünüyorum.

Aynasız olmasının verdiği kazanç ile buzdağının görünen kısmı gibi, algılayıcısını LCD ekrana çok yakın konumlandırarak lensin bir kısmını makinenin gövdesi içine saklayarak; lensin görünen kısmını ufak tutmuşlar. Bu şekilde (boyutları 126.5mm (Genişlik) × 74.4 mm (Yükseklik) × 53.9mm (Derinlik) ) makinenin derinliğini azaltıp sıradan çantalara hatta cebe rahatlıkla sığacak hale getirmişler.

Bu seferde aynısını görmüş olduk. Kullanıcı gözü ile bakınca ikinci sürümde algılayıcı değişip otomatik odaklama hızlandı. Üçüncü sürümde işlev düğmelerinin görevlerini kullanıcının seçerek görev ataması sağlanarak daha kullanışlı hale getirildi ve hepimizin cebinde bulunan telefonlarımı şarj etmek için kullandığımız USB çıkışlı bataryalardan makinenin pilini doldurma imkanını getirdiler. (Elbette tek değişiklikler bunlar değil)

Aslında tüm fotoğraf makinesi üreticileri USB den batarya dolumunu yapabilir. Fujifilm bazı modellerinde bunu yaparken Nikon ve Canon USB veriyolunu sadece veri taşımak için kullanıp enerji taşımayarak tam verimli olarak kullanmadığını düşünüyorum.

Fujifilm X-Pro2 ve Fujifilm X-T2 modellerinde kullandığı batarya ile aynı bataryayı Fujifilm X100F’de kullanarak X sistem kullanıcılarını farklı batarya ve şarj aleti taşımaktan da kurtamış.

B&W and ACROS comparison

Fujifilm’in film ürettiği yıllardan gelen tecrübesi ile üretilen sayısal görüntüye bunu uygulama imkanı veren Provia, Velvia, Astia, Classic Chrome’a ek olarak bu sefer Fujifilm X100F için Yeşil, Kırmızı ve Sarı filtre uygulayabileceğimiz Acros film benzetimi de eklenmiş.
Fujifilm x100f inceleme

Minik bir fotoşop varmışcasına iğne delikli kamera, minyatür, kısmi renkler gibi filtreler diğer x sistem makinelerde olduğu gibi X100F’de var olmaya devam ediyor.

Fujifilm X100F’nin dahili ND Filtresi ile perde hızını 3 durak azaltarak çekim yapmak da mümkün.

Fujifilm x100f inceleme

Abileri X-Pro 2 ve X-T2 ile aynı, yeni nesil işlemcisi X-Processor Pro ve algılayıcısı X-Trans CMOS III ile donatılarak daha çok netleme noktası (91 nokta, 325 noktaya çıkarılabilir. Önceki modellerde 49 nokta), netleme hızı, çekim hızı (saniyede 8 kare) ve daha kaliteli görüntü üretecek hale getirilmiş. Geçiş  filtresiz olması ile harelenmeyi azaltarak, çözünürlüğü 24,3MP yükseltilen APS-C algılayıcı ile film hızı hassasiyeti 12800 e çıkarılmış.

 

Tüm düğmeler sağ el ile kullanılacak şekilde sağa alınıp bir iki düğme eksiltilmiş. Solaklar için kötü haber olsa gerek.

Otomatik odaklama odak noktasını kolay değiştirebilmek için odak seçme kolu ise büyük kolaylık. Canon 5D Mark II de olmayıp Canon 5D Mark III sürümünde gelen bu özellik benim için vazgeçilmezdi. Şu anda Fujifilm X100F de olması onu geçmiş modellerine göre oldukça ileride tutan özelliklerden sadece biri.

Fujifilm X100F’den önceki modellerde ISO menüden değiştirilirken ISO için perde hızı düğmesine eklenti yapılarak düğmeden değiştirme imkanı vermişler.

±3 durak poz telafisi veren düğmesine, Fujifilm X100F’de C seçeneği eklenerek ±5  durak poz telafisi olanağı sağlaması giriş seviyesinde olup kaliteli makine kullanmak isteyeceklere çok yardımcı olacak gibi gözüküyor. 

Fujifilm X70 modelinde ilk defa kullanılmaya başlanan sayısal dar açı çevirici özelliği Fujifilm X100F’ye de hem menüden hem de el ile kumanda etmeye olanak verecek şekilde eklenmiş. Menü üzerinden; lens netleme halkasına bu özelliği atadığınızda,  Sabit 35 mm’e denk lensiniz artık 50mm ve 70 mm olacak şekilde yaklaşmanıza imkan vererek makineyi bir anda 35mm-50mm-70mm lensli bir makine haline getiriyor.

Tüm bu özelliklerle beraber herşey içinde ama ufak bir fotoğraf makiesinin tanımı olmuş Fujifilm X100F.

Fujifilm X100F Teknik Özellikleri

Çözünürlük: 24 Megapiksel 6000 x 4000
Görüntü oranı: 1:1, 3:2, 16:9
Algılayıcı boyutu: APS-C (23.6 x 15.6 mm)
Algılayıcı Tipi: CMOS
İşemci: X-Processor Pro
Film Hızı (ISO): Auto, 200-12800 (Genişleterek  100-51200)
Beyaz dengesi ön ayarı: 7
Beyaz dengesi özelleştirme: Var
Görüntü sabitleyicisi: Yok
Sıkıştırılmamış biçim: RAW
JPEG kalite seçeneği: Fine, Normal

Mercek ve Odaklama

Mercek: Fujinon Aspherical Lens Super EBC 23mm f/2
Odak uzunluğu: 35 mm
Diyafram aralığı: F2–16
Otomatik odaklama seçenekleri:
Algılayıcı üzerinden zıtlık tespiti
Faz tespiti
Çoklu alan
Merkez
Tek
Sürekli
Yüz tanıma
Canlı görüş
Sayısal yakınlaştırma: Var (Sayısal tele-dönüştrücü : 50mm, 70mm)
El ile odaklama: Var
En yakın odaklama: 10cm(3.94″)
Odak noktası sayısı: 325
Ekran / Bakaç
Ekran:
Sabit-3”-1.040.000 nokta
Dokunmatik ekran: Yok
Ekran Tipi: TFT-LCD
Canlı Görüş: Var
Bakaç Tipi: Elektronik ve Optik (tünel)
Bakaç görüş alanı: 92%
Bakaç büyütmesi: 0.5×
Bakaç çözünürlüğü: 2.360.000 nokta
Fotoğraf özellikleri
En düşük perde hızı:
4 saniye
En yüksek perde hızı: 1/4000 saniye
En yüksek perde hızı (elektronik): 1/32000 saniye
Diyafram öncelikli pozlama: Var
Perde hızı öncelikli pozlama: Var
El ile pozlama: Var
Dahili flaş: Var
Flaş menzili: ISO 100 de 4,60 metre
Flaş bağlantı yeri: Var. Harici flaş takılabilir.
Hızlı çekim: Saniyede 8 kare
Zamanlayıcı ile çekim: Var (2 veya 10 saniye)
Ölçüm seçenekleri: Çoklu, Merkez ağırlıklı, Ortalama, Noktasal
Poz telafisi: ±3  – C ayarında  ±5

Fujifilm x100F Vidyo Özellikleri

Çözünürlükler:
1920 x 1080 (60p, 50p, 30p, 25p, 24p) Format     H.264
1920 x 1080 @ 60p / 36 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
1920 x 1080 @ 50p / 36 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
1920 x 1080 @ 30p / 36 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
1920 x 1080 @ 25p / 36 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
1920 x 1080 @ 23.98p / 36 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
1280 x 720 @ 60p / 18 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
1280 x 720 @ 50p / 18 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
1280 x 720 @ 30p / 18 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
1280 x 720 @ 25p / 18 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
1280 x 720 @ 23.98p / 18 Mbps, MOV, H.264, Linear PCM
Mikrofon: Var, Stereo
Ses çıkışı: Var, Mono

Depolama

Kart tipleri: SD/SDHC/SDXC

Bağlatılar

USB: Var USB 2.0 (480 Mbit/san)
HDMI: Var (mikro-HDMI)
Mikrofon girişi: Var
Kulaklık girişi: Yok
Headphone port: Yok
Kablosuz: Var.  802.11b/g/n Akıllı telefon ile kontrol
Uzaktan kontrol: Var . Kablo veya akıllı telefon ile
Batarya: Fujifilm Lithium-Ion W126S şarjedilebilir
Pil  ömrü: 390 çekim
Ağırlık (batarya dahil): 469 g (1.03 lb / 16.54 oz)
Boyutlar: 127 x 75 x 52 mm (5 x 2.95 x 2.05″)

Diğer Özellikler

Zaman atlatmalı çekim: Var
Su koruması: Yok
GPS: Yok

Yazan: Fatih Küçük

Arnavutluk Tiran Seyahati

Epey zamandır yazmıyordum, işlerimin yoğunluğu öte taraftan malum ülkemizin içinde bulunduğu durum pek elimi klavyeye götürmüyor. Ancak belki bana, belki sizlere biraz moral olup farklı düşüncelere götürebilir diyerek yazmaya karar verdim.

Birkaç aydır planladığım Arnavutluk seyahati için oldukça heyecanlanıyordum. Nasıl bir seyahat olacaktı, ne yapacaktım hep sorular vardı kafamda. Birçok Avrupa ülkesine seyahat yaptım ancak ilk defa Avrupa üyesi olmayan bir ülkeye gidecektim.

Birçok Avrupa ülkesinde, birbirine benzer bir kurallar, işleyişler yani kolaylıklar var. Ancak Arnavutluk hakkında internette yaptığım araştırmalarda, kolayca sonuçlara ulaşamıyordum.

Bildiğiniz üzere, seyahatlerimde profesyonel fotoğraf makinem ve ekipmanlarımla fotoğraf ve video çekiyorum. Arnavutluk seyahati öncesinde de hazırlıklarımı ve ekipmanlarımı toplamayı, yanımda neler götüreceğimi düşünürken şu videoyu izledim ve bütün fikirlerim değişti:

Nedense olumsuz etkilendim. Gezdiği yerler. Söyledikleri. Geçmişten beri Arnavutluk hakkında Amerikan filmlerinde izlediklerimle bir sonuç çıktı: ‘dikkatli olmalıyım’. İşte ben bu ‘YANLIŞ’ çıkarımımla başladım Arnavutluk seyahatime.

Gitmeden seyahatimde işime yarayacağını düşündüğüm, ufak bir araba kiraladım. Fiyat olarak oldukça uygun fiyata geldi. Arnavutluk’ta Tiran’dan güneye kadar seyahat edecektim. İnternet üzerinden otobüs seyahati için gerekli siteleri bulamadığım için araba kiralamak kolayıma geldi.

img_2851

Pegasus’un çok uygun fiyatlı biletleri var Tiran’a. Şehirlerarası seyahat fiyatına Tiran bileti alabilirsiniz. Arnavutluk, Türk’lerden vize istemiyor. Uçaktan indikten, oldukça güzel ve yeni bir havalimanıyla karşılaşarak ilk şaşkınlığım başladı.

20151023_144107

Pasaport kontrolünden geçtikten sonra yanımda Arnavutluk parası olan Leki olmadığından havalimanı içerisinde bulunan döviz bürosuna gittim. İhtiyacım olacağını tahmin kadar para karşılığından Leki almak istedim ancak döviz bürosunda çalışan kişi ‘burada komisyon var, siz az bir para alın yanınıza bu listede şehir merkezindeki yerlerimizin adresi var, istediğinizin tamamını burada bozdurursunuz’ dedi.

img_2891

Bu samimi yaklaşım beni çok memnun etti. Havalimanı çıkışında aracı teslim aldım.

20151020_102608

Havalimanından çıkar çıkmaz, arabanın benzini olmadığını anladım ve gözlerim benzin istasyonu ararken Alpet yazısıyla karşılaştım ve ikinci şaşkınlık gecikmedi. Hemen girdim ve benzini aldım.

20151019_153447

Havalimanı şehir merkezi yaklaşık 17km. Yol oldukça bakımlı. İzlediğim videolardaki sokaklar gibi bir görüntü yoktu. Fikrim tamamen değişmeye başlamıştı. İnternet üzerinden yaptığım rezervasyondaki otele doğru yol almaya başladım. Şehir merkezinde, yürüyerek işlerimi halledebileceğim mesafede bir otel ayarlamıştım. Fiyatı da makul ve kalanların yorumları da oldukça iyi olunca rezervasyonu yapmıştım.

25 dakika sonra otelin bulunduğu sokağa girince, rezervasyon yaptığım sokağı tekrar teyit etmek ihtiyacı duydum çünkü sokak çok korkunç geldi. Aynen şöyle bir görüntü görseniz siz de aynı şeyi düşünmez misiniz?

img_3014

Ben vazgeçmedim, yoluma devam ettim. Oteli buldum. İçeri girdim ve kapıdan içeri girince her şey değişti. Cana yakın otel sahibi, bildiği bir iki kelime Türkçe kelimeyle gönlümü çeldi. Otel güzeldi, özellikle oda fiyata göre harikaydı.

20151019_161000

Otelde biraz dinlendikten sonra, şehir merkezine inmek istedim. Hem biraz olsun şehri tanımak ve yemek yemek için merkeze yürüdüm. Hemen meydanda tarihi camiyi kısaca gezip fotoğraflarını çektim. Tabi söylenenler, izlediklerimden sonra yanıma aldığım makine sadece küçük Canon G12 fotoğraf makinemdi (Canon G12 inceleme yazım)

Yemekler konusunda şanslı sayılırız, Türkiye’deki böreklere benzer börek ve ayran bulabilirsiniz. Hatta otelin olduğu sokağın başında börekçiyi görünce doğrudan girdim. Fiyatlar Türkiye’ye oranla da oldukça makul.

20151023_120922

Oradan, merkeze doğru giderken Oktober Fest Festivali adında, bir festival alanı kurmuşlar. Görünce küçüklüğümde içinde yürüdüğümüz Gülhane Parkı geldi. Gülhane Parkı’nda seyyar satıcılar, resim satanlar, konserler olurdu biz de ailecek yürümeye gezmeye giderdik. Başka fazla eğlence yoktu yaz akşamlarında. Festival alanı, bana o günleri hatırlattı.

Arnavutluk ilk izlenimlerimden sonra, Arnavutluk gezisinin geri kalanını bundan sonraki yazıda bulabilirsiniz.

Kamp Malzemesi Almak

0

Yıllar önce düşünsem, hayır diyeceğim birşeyi denedim. Kamp, hem de çadır kampı. Öyle korkulası türden ya da tecrübe edilmesi zor olanından değil. Çadırımızı gayet beş yıldızlı kamp alanlarında kurduk. Bu bile çok ciddi deneyimdi. Çünkü, gece tuvalete gitmek için dışarda yürümek gerekiyormuş 🙂 Neyse uzatmadan tecrübemi paylaşayım. Biz kamp için nasıl malzemeler aldık.

Kamp Malmeleri
Kamp Malmeleri

İskandinav ülkelerine seyahat planladık. Aklımızda kamp yapmak fikri epeydir vardı. Ancak sorular da vardı. Nerede kamp kurulur, tuvalet en büyük soru tabi :). Kamplar güvenli midir? Soğuk olur mu? Banyo nasıl yapılır? Gibi onlarca soru. Bütün soruların cevabı, denemekten geçiyor diyerek fikre ısındık. O halde kamp da yapacaktık seyahatimizde. Deneriz, eğer başarılı olursak seyahatimizde ara ara kamp yapabiliriz dedik. Eğer başarısız olursak, tövbe ederiz dedik. Ve kararımızı aldık.

Kamp Malzemeleri Listem

Şimdi sıra kamp malzemesi hazırlığına gelmişti. Epey zamandır, bisiklet merakımdan kamp videoları da izliyordum ama tecrübe edinmemiş, sadece izleyici olmuştum. İhtiyaçlarımızı kendi aklımızdan belirledik:

  1. Çadır
  2. Uyku tulumu
  3. Mat
  4. Portatif yastık
  5. Araç için buzdolap
  6. Katlanır sandalye
  7. Yiyecek hazırlık kapları
  8. Çatal bıçak tabak bardak
  9. Kamp ocağı
  10. Bilimum örtü

Bunlar bizim kendimize göre belirlediğimiz bir listeydi. Bunlar kafamızda, kamp malzemeleri satan bir yere gittik ve amacımızı özetledik. Onlardan yardım istedik. Öncesinde bir epey fiyat ve malzemeyi internetten araştırdığımız için bazı terim, ürün ve markalara biraz aşina olmuştuk.

Kamp Çadırı Almak

Kamp malzemesi alırken çadır için hangi ülkelere ve hangi mevsimde gideceğimizi sordular. Buna göre çadırın yapısı (kubbe çatı vb) belirlendi. Yer durumumuzu sordular, bazı çadırların kurulması hızlı oluyor bununla birlikte taşırken fazla yer kaplıyor (çember şeklinde olanlar kolay kuruluyor). İki kişi kalacağımızı söyledik ve bunun için bize üç kişilik bir çadır önerdiler. Az da olsa yanınızda malzemeler ile iyi olur dediler. Kapı kısmındaki hafif genişlik ile dışarıya bıraktığınız eşyaları da yağmurdan koruyabilirmişiz.

3 Kişilik Çadırımız
3 Kişilik Çadırımız

Kenardan sarkan iplerin ne iş yaradığını anlamamız 15 dakikamızı almıştı, ilk kamp yerinde sonra hafif esince anladık ki rüzgar mukavemeti içinmiş. Yani anlayacağınız, kamp işine epey uzakmışız 🙂 Çadırın üst tepe kısmında, kapı kısmında ve üstteki brandanın altında yer yer sineklik açıklıkları var. Bu sayede içerinin hava alması sağlanıyormuş. Çok sıcak havalar için faydalı olduğu kadar, soğuk havada da içerinin nefes alması için çok yardımcı oluyor bu açıklıklar.

Şişme Mat Almak

uyku-tulumu-icin-mat-2 Gelelim biz nerde yatacaktık? Mat diye birşey duymuştuk ama benim bildiğim matlar, daha çok spor ya da yoga matı şeklindeydi. Malzemeleri satan arkadaş, bize şişebilen ve şiştiği zaman zeminin pürüzlerini size hissettirmeyecek matlar gösterdi. Katlanınca da epey ufak oluyor. Bu matlardan da aldık. Oldukça rahat, katlaması ve şişirmesi de çok kolay. Ekstra bir şişirme aparatına ihtiyaç duyulmuyor.uyku-tulumu-icin-mat

Uyku Tulumu ve Katlanır Yastık Olmazsa Olmaz

Katlanır Kamp Yastığı
Katlanır Kamp Yastığı

Matı aldık, peki ya yastık dedik ardından. Şu solda görünen yastık, katlanıp küçücük olan bir yastık. Ebat olarak taşıması kolay ve bir tarafı polar bir tarafı parlak yüzeye sahip. Oldukça iş gördü. Şimdi sıra uyku tulumuna gelmiştiç Aslında çadırdan sonra en çok soru sorulan ürün de bu. İlk soru kaç derecede kalacaksınız oldu. Bunların ısı aralıkları varmış. Alt sınır ısı, komfor ısısı ve en üst sınır ısı. Mesela biz -15 dereceye kadar dayanan, -10 derecede sizkomfor içinde uyumanızı sağlayan bir uyku tulumu aldık.

Uyku Tulumu
Uyku Tulumu

Buzdolap Olmadan Sebzeler Bozulabilir

Sabah kahvaltıları için yer aramak zor olur diyerek araç için buzdolabı almayı düşündük. En azından 2-3 günde bir peynir domates gibi alınan kahvaltılıkları taze tutması için. Açık söylemek gerekirse, belki almış olduğumuz cihazdan ancak enerji kaynağından çekildikten 4-5 saat sonra ısı kaybı başlıyor. Daha performanslısı vardır sanırım. Ben bu buzdolabını aldım. Bunun önemli bir özelliği, cihazı evde 220 volt fiş ile soğutabiliyor veya ısıtabiliyorsunuz (ısıtma özelliği de var) sonra arabaya koyduğunuzda cihazı ısıtma ya da soğutma için enerji kaybı yaşamıyorsunuz doğrudan sadece ısıyı koruması için enerjiye bağlayabiliyorsunuz. Kamp malzemesi listesinin araba olmazsa gerek olmayan malzemesi budur. Eğer araçsız iseniz buna gerek olmayacaktır.

Kamp Buzdolabı
Kamp Buzdolabı

Bu buzdolabın üzerinde bulunan bardak yerleri, sabah ve akşam kahve keyfinde çok işe yarıyor.

Katlanır Sandalye Aldık

katlanir-kamp-sandalyesiVe sıra gelmişti kahvaltı hazırlıklarına ya da akşam keyfine. Eh biraz sivrisinek olsa da oturmak için sandalyeye ihtiyaç var. Katlanan sandalyeler birebir çözüm sunuyor. En ucuzundan iki sandalye aldık. Katlanınca oldukça az yer kaplıyor, bagaja rahatlıkla sığıyorlar. Tahmin ettiğinizde de fazlasıyla komforlu oluyor oturması.

 

 

Yemek için Kap Kacak ve Kamp Ocağı Almak

Sıra geliyor plastik, metal yemek kabı gibi malzemelere. Biz ilk kamp deneyimimizde hiç yemek yapmadık ancak bir iki kap aldık. Belli mi olur diyerek. Mesela emaye bardak, tabak, su ısıtmak için kap ve yemek pişirmek için bazı ekipmanlar aldık. Aşağıda fotoğraflarını görebilirsiniz:

kamp-yemek-pisirme-kaplari
Pişirme Kapları

 

Emaye Tabak
Emaye Tabak
Emaye Bardak
Emaye Bardak
su-isitma-kabi
Su Isıtma Kabı

 

 

 

 

Tabi bunların yanı sıra çatal bıçak gibi malzemeler de aldık. Onları daha çok ev tipi aldık ama ilerleyen zamanda onları da biraz daha kamp malzemesi şeklinde alabiliriz diye düşündük. Bu malzemelerde hafiflik ve dayanıklılık esasmış. Bizim bu aldığımız tabak ve bardak pek uygun değil, bunların daha kamp türü olanlarında almakta fayda varmış. Biraz el yakma durumu oluyor. Biz arabayla da seyahat ettiğimiz için pek ağırlık kriterimiz olmadı. Ağırlığı da tüm malzemeler için düşünmekte fayda var.

Ve son olarak ateş yakmak için ocak ihtiyacımızı gidermeye geldi sıra. Bunun için piknik tüpü gibi küçük gaz ocakları var, sanırım bütan gaz sıkıştırılmış tüpler bunlar. Üstüne bir kafa takarak bunu tüp şeklinde kullanıyorsunuz. İşiniz bitince, tabi soğuyunca bunu çıkarıp kaldırıyorsunuz. Bağlantı kesilince, tüp gaz kaçırmıyor. Çok hızlı ısıtıyor, ben pek güvenmemiştim tipine bakınca ama cidden süper işe yarıyormuş. Kamp malzemesi listesinin olmazsa olmazı diyebilirim.

Kamp Tüpü için Başlık
Kamp Tüpü için Başlık
kamp-ocagi-tupu
Kamp Ocağı

 

 

 

 

 

 

Hazırlıklar tamamlanmıştı artık rotamızı belirleyip yola çıkacaktık. Bu aldığımız malzemeleri ilk defa kullanacak olmanın verdiği bariz acemilik ile yola çıkacaktık. Hikayenin devamı için web sitemizi zaman zama ziyaret etmeyi unutmayın.

Kamp Malzemesi Almak

Yıllar önce düşünsem, hayır diyeceğim birşeyi denedim. Kamp, hem de çadır kampı. Öyle korkulası türden ya da tecrübe edilmesi zor olanından değil. Çadırımızı gayet beş yıldızlı kamp alanlarında kurduk. Bu bile çok ciddi deneyimdi. Çünkü, gece tuvalete gitmek için dışarda yürümek gerekiyormuş 🙂 Neyse uzatmadan tecrübemi paylaşayım. Biz kamp için nasıl malzemeler aldık.

Kamp Malmeleri
Kamp Malmeleri

İskandinav ülkelerine seyahat planladık. Aklımızda kamp yapmak fikri epeydir vardı. Ancak sorular da vardı. Nerede kamp kurulur, tuvalet en büyük soru tabi :). Kamplar güvenli midir? Soğuk olur mu? Banyo nasıl yapılır? Gibi onlarca soru. Bütün soruların cevabı, denemekten geçiyor diyerek fikre ısındık. O halde kamp da yapacaktık seyahatimizde. Deneriz, eğer başarılı olursak seyahatimizde ara ara kamp yapabiliriz dedik. Eğer başarısız olursak, tövbe ederiz dedik. Ve kararımızı aldık.

Kamp Malzemeleri Listem

Şimdi sıra kamp malzemesi hazırlığına gelmişti. Epey zamandır, bisiklet merakımdan kamp videoları da izliyordum ama tecrübe edinmemiş, sadece izleyici olmuştum. İhtiyaçlarımızı kendi aklımızdan belirledik:

  1. Çadır
  2. Uyku tulumu
  3. Mat
  4. Portatif yastık
  5. Araç için buzdolap
  6. Katlanır sandalye
  7. Yiyecek hazırlık kapları
  8. Çatal bıçak tabak bardak
  9. Kamp ocağı
  10. Bilimum örtü

Bunlar bizim kendimize göre belirlediğimiz bir listeydi. Bunlar kafamızda, kamp malzemeleri satan bir yere gittik ve amacımızı özetledik. Onlardan yardım istedik. Öncesinde bir epey fiyat ve malzemeyi internetten araştırdığımız için bazı terim, ürün ve markalara biraz aşina olmuştuk.

Kamp Çadırı Almak

Kamp malzemesi alırken çadır için hangi ülkelere ve hangi mevsimde gideceğimizi sordular. Buna göre çadırın yapısı (kubbe çatı vb) belirlendi. Yer durumumuzu sordular, bazı çadırların kurulması hızlı oluyor bununla birlikte taşırken fazla yer kaplıyor (çember şeklinde olanlar kolay kuruluyor). İki kişi kalacağımızı söyledik ve bunun için bize üç kişilik bir çadır önerdiler. Az da olsa yanınızda malzemeler ile iyi olur dediler. Kapı kısmındaki hafif genişlik ile dışarıya bıraktığınız eşyaları da yağmurdan koruyabilirmişiz.

3 Kişilik Çadırımız
3 Kişilik Çadırımız

Kenardan sarkan iplerin ne iş yaradığını anlamamız 15 dakikamızı almıştı, ilk kamp yerinde sonra hafif esince anladık ki rüzgar mukavemeti içinmiş. Yani anlayacağınız, kamp işine epey uzakmışız 🙂 Çadırın üst tepe kısmında, kapı kısmında ve üstteki brandanın altında yer yer sineklik açıklıkları var. Bu sayede içerinin hava alması sağlanıyormuş. Çok sıcak havalar için faydalı olduğu kadar, soğuk havada da içerinin nefes alması için çok yardımcı oluyor bu açıklıklar.

Şişme Mat Almak

uyku-tulumu-icin-mat-2 Gelelim biz nerde yatacaktık? Mat diye birşey duymuştuk ama benim bildiğim matlar, daha çok spor ya da yoga matı şeklindeydi. Malzemeleri satan arkadaş, bize şişebilen ve şiştiği zaman zeminin pürüzlerini size hissettirmeyecek matlar gösterdi. Katlanınca da epey ufak oluyor. Bu matlardan da aldık. Oldukça rahat, katlaması ve şişirmesi de çok kolay. Ekstra bir şişirme aparatına ihtiyaç duyulmuyor.uyku-tulumu-icin-mat

Uyku Tulumu ve Katlanır Yastık Olmazsa Olmaz

Katlanır Kamp Yastığı
Katlanır Kamp Yastığı

Matı aldık, peki ya yastık dedik ardından. Şu solda görünen yastık, katlanıp küçücük olan bir yastık. Ebat olarak taşıması kolay ve bir tarafı polar bir tarafı parlak yüzeye sahip. Oldukça iş gördü. Şimdi sıra uyku tulumuna gelmiştiç Aslında çadırdan sonra en çok soru sorulan ürün de bu. İlk soru kaç derecede kalacaksınız oldu. Bunların ısı aralıkları varmış. Alt sınır ısı, komfor ısısı ve en üst sınır ısı. Mesela biz -15 dereceye kadar dayanan, -10 derecede sizkomfor içinde uyumanızı sağlayan bir uyku tulumu aldık.

Uyku Tulumu
Uyku Tulumu

Buzdolap Olmadan Sebzeler Bozulabilir

Sabah kahvaltıları için yer aramak zor olur diyerek araç için buzdolabı almayı düşündük. En azından 2-3 günde bir peynir domates gibi alınan kahvaltılıkları taze tutması için. Açık söylemek gerekirse, belki almış olduğumuz cihazdan ancak enerji kaynağından çekildikten 4-5 saat sonra ısı kaybı başlıyor. Daha performanslısı vardır sanırım. Ben bu buzdolabını aldım. Bunun önemli bir özelliği, cihazı evde 220 volt fiş ile soğutabiliyor veya ısıtabiliyorsunuz (ısıtma özelliği de var) sonra arabaya koyduğunuzda cihazı ısıtma ya da soğutma için enerji kaybı yaşamıyorsunuz doğrudan sadece ısıyı koruması için enerjiye bağlayabiliyorsunuz. Kamp malzemesi listesinin araba olmazsa gerek olmayan malzemesi budur. Eğer araçsız iseniz buna gerek olmayacaktır.

Kamp Buzdolabı
Kamp Buzdolabı

Bu buzdolabın üzerinde bulunan bardak yerleri, sabah ve akşam kahve keyfinde çok işe yarıyor.

Katlanır Sandalye Aldık

katlanir-kamp-sandalyesiVe sıra gelmişti kahvaltı hazırlıklarına ya da akşam keyfine. Eh biraz sivrisinek olsa da oturmak için sandalyeye ihtiyaç var. Katlanan sandalyeler birebir çözüm sunuyor. En ucuzundan iki sandalye aldık. Katlanınca oldukça az yer kaplıyor, bagaja rahatlıkla sığıyorlar. Tahmin ettiğinizde de fazlasıyla komforlu oluyor oturması.

 

 

Yemek için Kap Kacak ve Kamp Ocağı Almak

Sıra geliyor plastik, metal yemek kabı gibi malzemelere. Biz ilk kamp deneyimimizde hiç yemek yapmadık ancak bir iki kap aldık. Belli mi olur diyerek. Mesela emaye bardak, tabak, su ısıtmak için kap ve yemek pişirmek için bazı ekipmanlar aldık. Aşağıda fotoğraflarını görebilirsiniz:

kamp-yemek-pisirme-kaplari
Pişirme Kapları

 

Emaye Tabak
Emaye Tabak
Emaye Bardak
Emaye Bardak
su-isitma-kabi
Su Isıtma Kabı

 

 

 

 

Tabi bunların yanı sıra çatal bıçak gibi malzemeler de aldık. Onları daha çok ev tipi aldık ama ilerleyen zamanda onları da biraz daha kamp malzemesi şeklinde alabiliriz diye düşündük. Bu malzemelerde hafiflik ve dayanıklılık esasmış. Bizim bu aldığımız tabak ve bardak pek uygun değil, bunların daha kamp türü olanlarında almakta fayda varmış. Biraz el yakma durumu oluyor. Biz arabayla da seyahat ettiğimiz için pek ağırlık kriterimiz olmadı. Ağırlığı da tüm malzemeler için düşünmekte fayda var.

Ve son olarak ateş yakmak için ocak ihtiyacımızı gidermeye geldi sıra. Bunun için piknik tüpü gibi küçük gaz ocakları var, sanırım bütan gaz sıkıştırılmış tüpler bunlar. Üstüne bir kafa takarak bunu tüp şeklinde kullanıyorsunuz. İşiniz bitince, tabi soğuyunca bunu çıkarıp kaldırıyorsunuz. Bağlantı kesilince, tüp gaz kaçırmıyor. Çok hızlı ısıtıyor, ben pek güvenmemiştim tipine bakınca ama cidden süper işe yarıyormuş. Kamp malzemesi listesinin olmazsa olmazı diyebilirim.

Kamp Tüpü için Başlık
Kamp Tüpü için Başlık
kamp-ocagi-tupu
Kamp Ocağı

Hazırlıklar tamamlanmıştı artık rotamızı belirleyip yola çıkacaktık. Bu aldığımız malzemeleri ilk defa kullanacak olmanın verdiği bariz acemilik ile yola çıkacaktık. Hikayenin devamı için web sitemizi zaman zama ziyaret etmeyi unutmayın.

Avrupa’da Paralı Yollarda Ceza Yemeyin

Avrupa Birliği’ne girdik giriyoruz derken birçok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Avrupa’da araba kiralıyor veya Türkiye’den arabasıyla Avrupa yollarına çıkıyor. Buraya kadar herşey güzel ancak dikkat etmemiz gereken bir konu var. O da otoyollar.

Avrupa Otoyol sistemi, Türkiye’deki gibi bariyerle girilen yollar olmayabiliyor. Hatta Avrupa da otoyol bile olmayan paralı yollar var. Bir gidiş bir gelişli basit bir yol, paralı yol olabiliyor.

Aşağıda ne tür yöntemler ile ceza yemeden seyahat edebileceğinizi açıklıyorum. Bunlara dikkat ederseniz, yok yere ceza yemezsiniz.

Avrupa Otoyol Ücreti Ödeme Türleri

Birkaç usülde para ödemeniz gerekebiliyor. Bu usüllerden bazıları:

  1. Vinyet: Cama yapıştırılan, bir etiket. Bu etiketi yollardaki okuyucular okuyor.
  2. Elektronik okuyucu: Cama yapıştırılan, OGS türü cihazlar.
  3. Bariyerli geçiş, yerel para, Euro veya kredi kartı gibi bazen birden çok bazen ise sadece yerel paranın kabul edildiği ödeme türü.
  4. E-vinyet: Plaka numarası ile ön ödeme yapılan, etiket vs alınmayan sistem.
Vinyet
Vinyet

Vinyet / Etiket

Bazı ülkelerin, tüm yolları veya bir kısım yolları ücretli olabiliyor. Bu ülkelere girer girmez “ilk benzin istasyonu” veya gümrüğü geçer geçmez sağda solda duran ödeme noktasına girerek Vinyet almanız zorunlu. Almadığınız takdirde adresinize çok ciddi para cezası veya kiralık araç aldıysanız aracı teslim ederken cezayı nakden/kredi kartı ile ödemeniz veya kiralık araç firması kredi kartınızdan çektiği ön avanstan tahsil edebilir.

Önerim bu ülkelere girer girmez Vinyet alarak, plaka kaydını yaptırmanız veya etiketi alıp aracın belirtilen yerine yapıştırmanız. Bu en ucuz yol. Vinyet’lerin süresi genelde 10 günden başlıyor. 10 günlük bir Vinyet, Romanya’da 11 Euro civarında.

Vinyet Almanız Gereken Ülkeler

Vinyeti ülkeye girer girmez benzinciden, elektronik olarak alabiliyorsunuz. Plakanızı gösterir ruhsatla benzinciye giriyorsunuz. Plakanıza kayıt girip size bir fş veriyorlar. Bu fişi seyahatiniz boyunca ve seyahatinizden bir ay sonrasına kadar bir aksiliğe karşılık saklayın. Bazı ülkelerde gümrük bölümünü geçer geçmez bir büfe şeklinde kabin oluyor. Bu büfeden etiket alıyorsunuz. Mesela Bulgaristan’da bu şekilde. vinyet-yapistirmakBu etiketi, etiketin arkasında işaretli yere işaretli şekilde yapıştırmanız gerekiyor.

 

 

  • Avusturya
  • Bugaristan
  • Çekya (Çek Cumhuriyeti)
  • İsviçre
  • Macaristan
  • Moldova
  • Romanya
  • Slovakya
  • Slovenya
Otoyolda Kart veya Nakit ile Ödeme Yapabileceğiniz Cihaz
Otoyolda Kart veya Nakit ile Ödeme Yapabileceğiniz Cihaz

Otobanları Ücretli Olan Ülkeler

Bu ülkelerde, önden birşey almanız gerekmeyebiliyor. Mesela Fransa’da bariyerle giriliyor otobana ve ödemeyi öncesinde Euro ile yapıyorsunuz. Kredi kartlı 1-2 gişe de olabiliyor. Keza Sırbistan’da da aynı şekilde otobana bariyer ile girip, bizdeki eski Anadolu Otoyolu’ndaki gibi bilet alıyorsunuz. Çıkarken kullandığınız bölüm için ücret ödüyorsunuz.

  • Beyaz Rusya
  • Bosna Hersek
  • Hırvatistan
  • Fransa
  • İngiltere
  • İrlanda
  • İspanya
  • İtalya
  • Norveç
  • Mekodonya
  • Polonya
  • Portekiz
  • Sırbistan
  • Yunanistan
  • Almanya (sadece 7.5 ton üstü araçlar ücrete tabi)

Polonya’da ücretli olan yollar :

  • A1: Rusocin, Stanisławie, Swarożyn, Pelplin, Kopytkowo, Warlubie, Nowe Marzy, Lisewo, Lubicz, Nowa Wieś
  • A2: Konin, Września, Poznań, Nowy Tomyśl
  • A4: Katowice, Myslowice, Jaworzno, Chrzánóv, Kreszowice, Kraków
Danimarka Kopenhag Girişi Köprü Ödemesi
Danimarka Kopenhag Girişi Köprü Ödemesi

Sadece Köprü ve Tünellerin Ücretli Olduğu Ülkeler

Bu ülkelerde, sadece köprü geçişi öncesinde veya sonrasında ücreti görevliye veya bir gişeye ödüyorsunuz. Bu gişelerde kredi kartı, yerel para veya Euro geçebiliyor. Euro bölgesinde olan ülkeler Euro kullanmasa bile Euro kabul edebiliyor. Ancak para ödemeli yolun olduğu ülkeler için o ülkeye girer girmez yerel para almanızda fayda var. En azından bankamatikten para çekebilirsiniz, Türkiye’deki bankanıza komisyon ödersiniz.

  • Arnavutluk
  • Belçika
  • Danimarka (bu yazıda para ödenen köprüleri görebilirsiniz)
  • Hollanda
  • İsveç
  • Karadağ
  • Litvanya (3.5 tonu geçen araçlar)
  • Letonya (3.5 tonu geçen araçlar)

Yolları Ücretsiz Olan Ülkeler

Aşağıdaki ülkelerde, herhangi bir ücret ödemeniz gerekmiyor.

  • Andorra
  • Estonya
  • Finlandiya
  • İzlanda
  • Kosova
  • Kıbrıs
  • Lihtenştayn
  • Lükseumburg
  • Malta
  • Monako
  • San Marino
  • Ukrayna
  • Vatikan

Şehir Girişi Paralı Olan Ülkeler

  • İngiltere, Londra: Congestion Charge denilen bölgeye girmeden önce, veya girdikten sonra gece yarısına kadar ödeme yapmanız gerekiyor. İnternetten ödeyebilirsiniz. Resmi site olan TFL‘ e göz atmanızda fayda var.

 

Londra Şehir Vergisi
Londra Şehir Vergisi
  • İsveç, Stokholm ve Gothenburg: Congestion Tax şehir merkezine girmeden kontrol ediliyor. Ön ödeme yapılabiliyor. Günün gireceğiniz saatine göre farklı ücret politikaları var. Sadece tatil günleri ücretsiz. Resmi tatillerin bir gün öncesi ücretsiz. Ve temmuz ayı ücretsiz. Ödeme için Transportstyrelsen sitesini ziyaret edebilirsiniz. Oradan ödeme sayfasına gidebilirsiniz.
Stockholm Şehir Vergisi
Stockholm Şehir Vergisi
  • Letonya, Jurmala: 3 Nisan – 30 Eylül arasında şehre giriş ücretli. Bir nevi otopark ücretini şehre girerken alıyorlar. Elektrikli araçlar ücret ödemiyorlar. Bu tarihler dışında şehre giren araçlar ücret ödemiyorlar. Ödemeyi şehre girişte sağ cepte bulunan ödeme noktalarından 2 Euro ödeyerek yapabiliyorlar. Mobilly adlı uygulama ile şehre girmeden ödeme yapabilirsiniz. Yerel hattınız varsa, SMS ile 1859’a START “plakanız” J ı mesaj atarak ödeme yapabilirsiniz. Örnek için buraya bakabilirsiniz.
Jurmala Şehir Vergisi
Jurmala Şehir Vergisi

SixT araç kiralama şirketinin güncel, yolların tünellerin ücretlerini görebildiğiniz güncel bir sitesi var. Bu siteye de göz atabilirsiniz.

Kopenhag Seyahati Gezilecek Yerler

Polonya Gdansk üzerinden Hamburg’a sonrasında da köprüler ile Danimarka’ya ulaştık. Yol güzergahımızı karayolu üzerinden belirledik. Ada şeklinde görülen Kopenhag’a karayolu ile ulaşmak mümkün. Storebaelt köprüsü üzerinde yaklaşık 34 Euro ödeyerek Kopenhag’a ulaştık.

Kuzey ülkelerinde, yiyecek ve konaklamanın pahalı olduğunu duymuştuk. Bunun ilkini köprü parası ile görmüş olduk.

Kopenhag’ta Konaklama Alternatifi Kamp

Kopenhag için 2 gece konaklamalı bir seyahat düşündük. Ancak şunu farkettim ki, 2 gün daha olsa iyi olacakmış. Konaklama için, hava durumuna bakmayı düşündük. Hava yaklaşık 22°C olduğu için, konaklama için kamp yapmayı düşündük. Kamp yeri olarak DCU-Copenhagen Camp “Absalon” ‘u seçtik. Çok temiz tuvaletleri, duşları ve mutfakları var. Çadır alanları da belli ve oldukça geniş. Kampa giriş yapmanız için Camping Key Europe üyesi olmanız şart. Değilseniz girişte bir yıllık üyeliği, 15 Euro karşılığında alabiliyorsunuz. İki kişi konaklama, çadır alanı için eğer çadırınız varsa 23 Euro civarında. Kamp alanından şehir merkezi yaklaşık 11 km mesafede.

Christiansborg Palace , buraya zaman ayırın.
Christiansborg Palace , buraya zaman ayırın.

Kopenhag Gezilecek Yerler Listesi

  1. Nyhavn burası şehir merkezinde cafe ve restoranların bulunduğu, nehir kenarında bir bölge. Yeme içme için ziyaret edilebilir.
  2. Tivoli Gardens bir eğlence merkezi ve bahçe. Oldukça geniş bir alana kurulu. Çocuklar ve yetişkinler için oyun alanları bulunuyor. Ücret vererek girilip, 2-3 saat zaman geçirebilirsiniz.
  3. Church of Our Saviour burası bir kilise. Özellikle kuleyi görmek için ziyaret edilebilir. Bunun dışında bir özelliği yok.
  4. Rosenborg Castle bu kale ve bahçesi harika. Bu bahçe arkasında, bizim gezemediğimiz botanik bahçesi var.
  5. Christiansborg Palace bu saray kraliyetin simgelerinden. Bu sarayın ücretsiz gezilebilen yerleri var. Ücret ödenerek gezilen bölümleri var. Para ödeyip bilet almanızı tavsiye ederim. Kilise, saray, mutfak ve at ahırı (tongurak) bölümlerini biletle gezebilirsiniz. Yaklaşık 3-3.5 saat zaman gerektiriyor.
  6. Copenhagen City Hall burası belediye binası. Hâlâ faal. Çalışanlar odalarında çalışıyorlar. Ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz. Bahçesinde oturabilirsiniz. Burada nikah törenleri de yapılıyor. Gezerken törene rast gelebilirsiniz.
  7. Radhuspladsen diğer belediye binası da burası sanırım. Copenhagen City Hall ile yan yana binalar. Biz gezemedik, zaman kısıtından dolayı.
  8. Christianshavn region. We went there to take photos of marine.

Kopenhag’da Neler İlgimi Çekti

Kopenhag beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Özellikle mimari açıdan, çok farklı örnekler bulmayı bekliyordum. Genel orta Avrupa ülkelerinden farklı olarak, binaların cepheleri oldukça uzun. Yapılar iri kütleli.

Tarihi eserler hiç de az değil
Tarihi eserler hiç de az değil

Bisiklet yolları şehrin heryerinde var desem yanlış olmaz. Kimi yerlerde araç yollarının ortasında kalan şeritler beni şaşırttı. Trafikte pek alışkın olmadığımız bir durum. Eğer araba kullanırsanız buna dikkat edin. Danimarka’da otoyollar ücretsiz. Yazının başındaki ve sonundaki köprüler dışında ücretli yol yok.

Kopenhag'da bisiklet kullanımı çok yaygın
Kopenhag’da bisiklet kullanımı çok yaygın

Kopenhag’da Yeme İçme

Kafe açısından hem şehir merkezi çok fazla seçenek sunuyor. Sokak araları da çeşitli seçenekler sunuyor. Kahveler porsiyon olarak çok büyük değil. Tatlılar için bir garson kızın söylediği tanımı paylaşmak istiyorum, ‘klasik Danimarka tatlısı’. Bu şu demekti bence, çok tatlı değil, tuzlu tadı da var. Denediğim bazı tatlılar, değişik tadları içeriyordu.

Zamanında sarayda kullanılan mutfak malzemeleri
Zamanında sarayda kullanılan mutfak malzemeleri

Yemek konusu, yine bizi en zorlayan konu oldu. Bol bol hamburger yemek zorunda kaldık. Fiyatlar geneli itibariyle, Avrupa ortalamasının üstünde. Örnek vermek gerekirse, iki hamburger patates ve iki kolayı orta seviye bir restoranda 48 Euro hesap ödeyerek yedik. Evet mekan sevimliydi ancak fiyatlar genelde bu seviyede.

Gitmeden önce Tripadvisor üzerinden, gideceğiniz yerleri harita üzerinde belirlemenizde fayda var. Şehir büyük ve parçalara bölerek gezmek daha doğru olacaktır. Akşam saatleri, kent merkezi dışında oldukça sessiz.

Kopenhag'da mevsim uygunsa kanal turu da yapabilirsiniz
Kopenhag’da mevsim uygunsa kanal turu da yapabilirsiniz

Eğer Kopenhag ve Danimarka’nın diğer şehirlerini gezmek isterseniz, bu geziye İskandinav ülkelerinden birkaçını bu geziye eklemenizi tavsiye ederim.

Pahalı Kopenhag’dan uzaklaşırken, şehirden uzaklaşırken bir köprü daha karşımıza çıktı. Bu köprünün adı Øresundsbroen ve bu köprü için de yaklaşık 48 Euro civarı ödedik ve Kopenhag’dan ayrıldık.

İskandinavya gezisi için diğer yazılara da gözatın.

Esztergom Castle and Mosque

0

Recently (October 2016), we planned a trip to Hungary. Budapest is in this trip after visiting the heritage of our ancestors, we planned to see detail at the Esztergom Castle. Budapest from the city of Esztergom ( Esztergom ), we hit the road. We want to pass on to Szentendre seeing the beautiful city on the route we followed a route around 62km.

After eating a delicious ice cream in Szentendre 🙂 but it was really nice. I recommend to you visit Levendula.

We came to the city of Esztergom. After arriving with navigation, maps and places were not match easily. Our ancestors found in that time, 400 years have passed, we could not find place. The reason place not calls as castle, it calls as museum. Castle is behind the cathedral. Hungary’s has the largest cathedral in the back of the castle. The castle looks directly by the cathedral, while those of the city by the Danube River. Complete the point where the castle is located .

Estergon Kalesi avlusu
Esztergom Castle Yard

You can enter to castle garden free of charge, but this area is not very large and there is  no information enough. For this reason, you should visit the castle with a ticket from the box office. You can get a guided tour with 60-90mins tours. Unfortunately, they do not allow for a ride without a guide. Our guide’s English was a disaster. We spent a lot effort to understand for first 10mins but after we start to understand :). Let’s thank you anyway, he did his best. Guided tour price is 11 euros, which is equivalent to 3400 HUF.

Restoration is not very successful, I think, they have done a lot of things, but it’s obvious that the new one has lost of many of the details.

Estergon Kalesi'nde bulunan Osmanlı gümüş kaplar
Silver pieces from Ottoman Empire.

In many parts remaining from the Ottoman fortress. It displays a portion. Silver cups and pitchers also interesting that you see above. Especially in the right side piece’s inside was very different. Some crockerys used at that time:

Estergon Kalesi'nde bulunan Osmanlı'dan kalma kaplar
Some pieces from Ottoman Empire

You can see the Esztergom Castle visual model based on the above period. In the first period (12th century), the fortress was built on a smaller area, but the castle area in the 15th century and expanded as more elevated height.

Kalenin içinde Macaristan Kralı'na ait tacın iki kopyadan birisi
Crown of the King is exhibiting in this hall

In the museum part of the castle possible to see the crown of the Hungarian king, they put up a bit. I think that one of the two copies of the crown, which also shows the importance of the castle where we can say.

Let’s talk about Ottoman Empire left work. A sword made quite polite below.

 

Osmanlı'dan kalma kılıç
Sword of Ottoman Empire Soldiers.

Note the details on the rifle, still elegant details such as the sword.

Osmanlı'dan kalma tüfek
Rifle from Ottoman Empire

20160911_170048

Osmanlı'dan kalma kalkan, kılıç ve barut kapları
Swords, gun powders barrels from Ottoman Empire

In the above image, it was filled with gunpowder plant small jugs below. Ottoman soldiers, they’re filling the rifle from the jugs. If we refer to one of the details given by the guide,  these small shields used by the Ottoman Empire for the army mobility and they move very fast.

Osmanlı'dan kalan at arabası tekeri ve toplar
Wheel of cart from Ottoman Empire which is found in Danube River

One above, was found in the Danube River and was placed in the museum. It still looks very solid.

Osmanlı'dan kalma mutfak eşyaları
Kitchen Equipments from Ottoman Empire

These utensils, are part of the palace. These utensils not belong to public’s kitchen.This works in all the Ottoman heirlooms. The remaining part is made in the museum of the Ottoman Empire, given the recipes. Names of food, preserved in its original form.

Estergon Kalesi avlusundan
Yards of Esztergom Castle Museum

We see three tombstones in one of the Esztergom castle in interior garden. I asked the guide, that even under the stone tombs of stone, known where the graves here ‘decorative’ said.

Estergon Kalesi'ndeki Osmanlı Mezar Taşlarımız
Grave stones of Ottoman Empiere soldier’s

As a part of Esztergom Castle tower. I have received information that this tower is slightly higher. While looking, I would like to say what our guide’s said: ” This route goes to the Budha city. Therefore Esztergom castle was very important. This route, which retains control of Hungary therefore, so this castle was seized 9 times “ he said.

Estergon Kalesi'nin manzarası
View from Esztergom Castle

There are two mosques in Esztergom, just below the Castle. One mosque minaret is clear and obvious but marked one is also mosque that looks unclear. I could not go to this mosque, I went to other mosque.

 

Estergon Kalesi altında bulunan bir diğer cami
Another mosque below the castle
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Özicelı Hacı İbrahim Mosque
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Özicelı Hacı İbrahim Mosque
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Özicelı Hacı İbrahim Mosque
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Özicelı Hacı İbrahim Mosque

Öziçel Haci Ibrahim mosque is museum and a cafe now. There is water mill inside garden, I think there wasn’t in original structure. There is small access to Danube River. The mosque’s official website .

This folk song is about Esztergom Castle. You could listen and watch to this video:

This castle and city has remained under Ottoman Empire, first time in 52 years, and second time 78 years in the castle. Unfortunately there was not much details about Ottoman Empire in city. This was surprised to me.

Other images of the castle are in the official site of Civert.

 

Estergon Kalesi ve Camii buruk bir gezi

3

Geçtiğimiz günlerde (Eylül 2016) Macaristan’a bir gezi planladık. Bu gezi kapsamında Budapeşte’yi detaylıca gezdikten sonra atalarımızın mirası Estergon Kalesi’ni de görmeyi planladık. Budapeşte’den Estergon şehrine (Esztergom) yola çıktık. Rota üzerinde güzel şehirlerden Szentendre’yi görerek geçmek istediğimiz için yaklaşık 62km’lik bir rotayı izledik.

Szentendre’de nefis bir dondurma yedikten sonra 🙂 gerçekten güzeldi ama. Giderseniz mutlaka Levendula‘yı ziyaret edin.

Estergon şehrine geldik. Şehre geldikten sonra navigasyon, harita ve zeka üçlemesinin karışıklığını yaşadıktan sonra kaleyi bulduk. Zamanında atalarımız iyi bulmuş, 400 yıl geçti biz zor bulduk sebebi kale diye anılmıyor da müze diye anılıyor. Bir de Katedral, kaleyi gölgeliyor. Macaristan’ın en büyük katedralinin arkasında bulunuyor kale. Kale, Tuna Nehri tarafından doğrudan görülebilirken şehir tarafından katedral gözüküyor. Tam kalenin bulunduğu yer bu nokta.

Estergon Kalesi avlusu
Estergon Kalesi avlusu

Kalenin girişinden ücretsiz olarak girebiliyor ve avlusunu gezebiliyorsunuz ancak bu alan çok büyük ve bilgi verici değil. Bu sebeple gişeden bilet alarak kaleyi gezmeniz faydalı olacaktır. 60-90 dakika sürek rehberli bir tur alabiliyorsunuz. Rehbersiz olarak maalesef gezmeye izin vermiyorlar. Rehberimizin İngilizcesi tam bir facia olduğu için şifreli yayın bizi gezerken tüketti. Yine de sağolsun diyelim, elinden geleni yaptı. Rehberli turun fiyatı 11 Euro dengi olan 3400 HUF.

Restorasyon bence çok başarılı değil, birçok şeyi yeniden yapmışlar ancak yeni olduğu belli oluyor bir de detayların birçoğu kaybolmuş.

Estergon Kalesi'nde bulunan Osmanlı gümüş kaplar
Estergon Kalesi’nde bulunan Osmanlı gümüş kaplar

Kalede Osmanlı’lardan kalan birçok parça var. Bunların bir kısmı sergileniyor. Yukarıda gördüğünüz gümüş kaplar ve ibrik de ilgi çekici. Özellikle sağdaki tasın içindeki heykelcik bana çok değişik geldi. Yine o dönemden kalma bazı kap-kacaklar da şunlardı:

Estergon Kalesi'nde bulunan Osmanlı'dan kalma kaplar
Estergon Kalesi’nde bulunan Osmanlı’dan kalma kaplar

Yukarıdaki görsellerde dönemlere göre Estergon Kalesi maketini görebilirsiniz. İlk dönemde (12.yy) kale daha küçük bir alana inşa edilmiş ancak 15.yy’da kale alanı genişlemiş ve yükseklik olarak daha da yükselmiş.

Kalenin içinde Macaristan Kralı'na ait tacın iki kopyadan birisi
Kalenin içinde Macaristan Kralı’na ait tacın iki kopyadan birisi

Kalenin müze bölümünde Macar Kralı’na ait tacı görmek mümkün gerçi biraz yukarıya koymuşlar. İki kopyası olan bu tacın birinin burada olması kaleye verilen önemi de gösteriyor diyebiliriz sanırım.

Gelelim ecdadımızdan kalan eserlere. Hemen aşağıda oldukça kibar yapılmış bir kılıç var.

Osmanlı'dan kalma kılıç
Osmanlı’dan kalma kılıç

Tüfek üzerindeki detaylara dikkat edin, yine kılıçta olduğu gibi zarif detaylar var.

Osmanlı'dan kalma tüfek
Osmanlı’dan kalma tüfek

20160911_170048

Osmanlı'dan kalma kalkan, kılıç ve barut kapları
Osmanlı’dan kalma kalkan, kılıç ve barut kapları

Yukarıdaki görselde, aşağıda duran küçük testiler barutla doluymuş. Osmanlı askerleri, bu testilerden tüfeklerini doldururlarmış. Rehberin verdiği detaylardan birisine değinirsek, Osmanlı’nın kullandığı bu kalkanlar küçük olmasına rağmen hareket kabiliyeti kattığı için Osmanlı Ordusu çok hızlı hareket edebiliyormuş.

Osmanlı'dan kalan at arabası tekeri ve toplar
Osmanlı’dan kalan at arabası tekeri ve toplar

Yukarıdaki teker, Tuna Nehri’nde bulunmuş ve müzeye konulmuş. Hala çok sağlam gözüküyordu.

Osmanlı'dan kalma mutfak eşyaları
Osmanlı’dan kalma mutfak eşyaları

Bu mutfak eşyaları, saraya ait mutfak eşyaları olup günlük hayatta kullanılan parçalar değilmiş. Bu eserlerin de tümü Osmanlı yadigarı. Müzede yapılmış olan bir bölümde Osmanlı’dan kalan, yemek tariflerine yer verilmiş. Yemeklerin isimler, orjinal haliyle korunmuş.

Estergon Kalesi avlusundan
Estergon Kalesi avlusundan

Estergon Kalesi iç bahçelerinden birinde üç adet mezar taşını görüyoruz. Rehbere sorduğumda, mezarların taşların altında olmadığını hatta mezarların nerede olduğunun bilinmediğinin sadece taşların buraya ‘dekor’ olarak konduğunu söyledi.

Estergon Kalesi'ndeki Osmanlı Mezar Taşlarımız
Estergon Kalesi’ndeki Osmanlı Mezar Taşlarımız

Estergon Kalesi’nin kule gibi bir bölümü var. Eskiden biraz daha yüksek olduğu bilgisini aldığım bu kuleden şehre baktım. Bakarken, rehberin söylediklerini aktarmak isterim: “Bu gördüğünüz güzergah Buda’ya gider. Bu sebeple Estergon Kalesi çok önemliydi. Bu güzergahı kontrol eden Macaristan’ı elinde tutardı bu sebeple bu kale 9 defa ele geçirilmiştir” dedi.

Estergon Kalesi'nin manzarası
Estergon Kalesi’nin manzarası

Estergon Kalesi’nin hemen altında iki tane cami var. Camilerden birisi belirgin kırık minaresi ile belli oluyor ancak aşağıda gözüken işaretli cami belirgin değil. Bu camiye gidemedim, diğer camiye gittim ancak içimde de bir ukde kaldı.

Estergon Kalesi altında bulunan bir diğer cami
Estergon Kalesi altında bulunan bir diğer cami
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Estergon Kalesi yanındaki Öziçeli Hacı İbrahim Camii
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii
Estergon Kalesi yanındaki Özicelı Hacı İbrahim Camii

Öziçeli Hacı İbrahim Cami şimdilerde müze olmuş. İçerisinde bir kafe var. Bahçesine de bir su değirmeni konulmuş. İçerisinden Tuna Nehri kenarına da çıkılabiliyor. Cami’nin resmi web sitesi.

Caminin içini görmek isterseniz çektiğim şu videoyu da izleyebilirsiniz:

Estergon Kalesi ve Camileri gezimizi tamamlarken türküye konu olan kalenin türküsünü de bu videodan dinleyebilirsiniz:

İlk dönemde 52 yıl, ikinci dönemde 78 yıl Osmanlı egemenliğinde kalmış olan kalede çok olmasada yapısal anlamda eserler olsa da, şehirde Osmanlı izlerine rastlayamamak beni üzdü ve şaşırttı.

Kalenin diğer görsellerini, resmi sitesi olan Civertan da bulabilirsiniz.

Evliyat Çelebi Seyahatnamesi

Evliya Çelebi Seyahatnamesi kayıtlarına göre Estergon, Budin eyaleti:

(Bu kaydı ilerde geliştireceğim, Seyahatname kayıtlarına göre)

budin-sancagi-evliya-celebi-seyahatnamesi budin-sancagi-hassi-evliya-celebi-seyahatnamesi

En Güzel Seyahat Fotoğrafını Çekmek için Hazırlanın

Amacımız gönlümüzce vakit geçirmek. İster dinlenmek, ister yemek-içmek instagramlamak, istersek değişik yerler görüp fotoğraf veye videolarını çekmek. Peki nasıl hazırlık yapmalıyız ki en iyi fotoğrafları çekebilelim?

Vikipedi-Arastirma

  1. Şehri Araştırın

İnternetten google’dan gideceğimiz şehri Vikipedi, blog veya o şehre ait turizm sitesinden okumak. Ulaşım imkanları, gezilecek yerler, yemek için önerilen yerler, müzeler gibi bilgileri not edelim.

Google-Gorsellerde-Arama

2. Görsellere Bakın

Google’den şehri ismini yazalım ve görsellerde arama yapalım. Beğendiğimiz görsellerin nerede çekildiklerine ait bilgileri alıp kayıtlarımızı genişletelim.

Foursquare-yeme-icme

3. Sitelerde Araştırma Yapın

Yeme içme yerleri için FourSquare’de araştırma yapalım güzel yerleri kaydedelim hesabımıza. Ayrıca gezilecek yerler, günlük turlar ve yeme içme mekanlarını için TripAdvisor’a bakalım bu bilgileri de kayıtlarımıza ekleyelim.

Here-uygulama-indir

4. Harita Yükleyin Telefonunuza

İnternetimiz olmayacak bir yere gidiyorsak, internetsiz çalışan bir harita/gezi programı indirebiliriz. Stay bu programlardan birisi. Harita olarak Here’da oldukça faydalı bir program. Üstelik hangi ülke veya şehri isterseniz Android telefonunuza kaydedebiliyorsunuz. İstediğiniz yerleri de bu harita üzerinde kaydedebilirsiniz.

otel-sehir-haritasi

5. Basılı Harita Alın

Gideceğimiz şehre havalimanı, tren istasyonu gibi alanlardan girince alabileceğimiz ücrertsiz haritalardan alalım. Bu haritalarda da güzel yerler işaretlenmiş olabiliyor. Bu haritalardan otellerde de ücretsiz veriliyor genellikle.

Şimdi size kalan, bu bilgilerle rahat rahat gezmek ve en güzel fotoğrafları çekmek.

İyi tatiller.

 

Doğa Fotoğrafı – Doğada Huzur

2016 yılı içinde Estonya’da çektiğim bu fotoğrafta tüm bölge sis altında kaldı bir anda. Gökyüzü kararmaya başlamıştı. Bu fotoğraf, havanın tam kararmaya başladığı anda çekildi. Bu ve benzeri birçok fotoğrafı Phardon 500px hesabımda görebilirsiniz.