Seminerlere ve eğitimlere fırsat buldukça katılmayı seviyorum. Fotoğraf alanında Fujifilm Türkiye, çok güzel çalışmalar yapıyor. Ücretli eğitimlerin yanısıra, bir çok ücretsiz seminer, eğitim ve fotoğraf gezisi düzenliyor. Büyükşehirlerde açtıkları mağazalarında, seminer salonları da bulunuyor. Ben de fırsat buldukça, bu güzel çalışmalara katılıyorum. Oldukça misafirperverler, benim makinem Fujifilm değil nasıl katılırım demeyin, kapıları herkese açık. Çünkü herkes birgün Fujifilm’ci olacak diyorlarlardır belki de :).
Eğitimler sırasında kendime notlar alıyorum, hem sonrasında ilgimi çeken konuyu araştırmak için hem de ne demişler “söz uçar yazı kalır”. Aynen de öyle oldu, şimdi yazacağım seminere 23.05.2018’de katılmışım. Biraz belki dağınık olabilir, şimdi nasıl bir metin yazarım tahmin edemiyorum. Notlardan güzel bir derleme yapmaya çalışacağım. Başlamadan, Gül Yıldız Hanım’a kıymetli paylaşımları için teşekkür ederim.
Gül Yıldız, fotoğraf hobisinde başarı sağladıktan sonra, sokak fotoğrafçılığında Fujifilm bünyesinde görev almaya başlıyor. Hobisi, işi haline geliyor bir diğer anlamda. Sokak fotoğraflarında genellikle siyah-beyazı tercih etse de, renkli fotoğraflarda da bir o kadar başarılı olduğunu söylemeliyim. Artrospektif adlı bir atölye kuruyor, kendi çalışmalarını bu başlıkta değerlendirdiğini anlıyorum anlatımlarından da. Artrospektif ile sergi projeleri de düzenliyor. Kendisi içinde bulunduğu tarzı “street art” olarak tanımlıyor. Street art, şehrin içinde insanın olduğu bir fotoğraf tarzı.
Chiaroscuro adı verilen, 18-19 yüzyılda resimlerde kullanılan karanlık/aydınlık alanları güçlendiren chiaroscuro aydınlatmasını fotoğraflarında kullandığını vurguluyor. Özellikle yağlıboya resimlerde kullanılmıştır. Bu ışıklandırma biçimi Caravaggio‘nun tablolarında kullandığı bir tekniktir. Gölgelerde detayların kaybolduğu, ışıklı alanlarda objelerin öne çıkarıldığı bir teknik diyebiliriz sanırım.
Sokak fotoğrafçılığı konu olduğunda, herkesin aklına hemen pahalı bir Leica’m olsa da Ara Güler gibi harikalar yaratsam gelse de, işin çözümü maalesef pahalı Leica’da değil. Gül Yıldız bize güzel püf noktalarından bahsederken bakın bize ne söylüyor? Çok bulutlu bir günde havada ışık güçlü olmadığı için ışık gölge fotoğrafının çekilemeyeceğini, ışık ve gölgenin güçlü olmadığı ışık koşullarında, beklediğiniz fotoğrafı elde etmenin zor olacağını vurguluyor. Aynı şekilde, öğle saatlerinde de gölge/ışık fotoğrafının çekilemeyeceğini çünkü ışığında doğrudan yere düştüğü bu yüzden insan ve mekan arasındaki ışık/gölge harmonisinin oluşamacağını vurguluyor. En güzel saatlerin sabah ve ikindi ışık yatay geldiği için uygun zaman dilimi olarak bu saatleri tercih edersek daha başarılı olabiliriz. En iyi saatler ise sabah 9’a kadar, ikindi ise saat 3’ten sonra en iyi zaman dilimi. Yılın her zamanı mevsimi, ışık-gölge fotoğrafı için uygun değil. 15 Nisan ile Ekim dönemi arasındaki dönem, ışık/gölge açısından verimli dönem. Mevsime göre bazen 11’e kadar ışık-gölge çekilebilir, öğleden sonra 2’den sonra da çekilebilir. Mevsime ve bulunduğunuz konuma göre ışık koşullarının değiştiğini dikkate almak gerekiyor.
Tabi bu ipuçlarını verirken, Gül Yıldız’ın kendi tarzına yönelik olduğunu bahsettiğini unutmayalım. Yoksa her zaman sokak fotoğrafı için oldukça uygundur.
İkinci yüzyılda, Çin’de bulunan bir teknikle cama boyama yapılıyordu. Bu camın arkasından önceleri gazyağı ışığı ile elde edilen görüntü bir perdeye/duvara yansıtılıyordu bu sayede bir nevi fotoğrafın yansıtılması bulunmuştu. Sonraları, bu görüntülerin seri şekilde yansıtılması ile sinemanın temelleri atılmış oldu. Daha sonra fotoğrafın icadı ile bu teknik başka bir şekle büründü ancak mantığı aynı kaldı. Bu tekniğin kullanıldığı aletin ismi “büyülü fener” (lanterna magica). Gül Yıldız, seminer sırasında büyülü fenerden bahsedince, kısa da olsa ben de sizlere aktarmak istedim. Bilgimiz olsun.
Aydınlatma teknikleri:
- Cameo Aydınlatma: Cameo aydınlatması tek bir noktanın aydınlatılması olarak görülebilir. Kadraj içerisinde bir nesneye özellikle dikkat çekmek isteniyorsa Cameo Aydınlatması vazgeçilmezdir. Aydınlatılan nokta haricinde ışık yoktur, karanlıktır.
- Notan Aydınlatma: Fotoğrafın ya da videonun, her yerinin görünecek şekilde eşit olarak aydınlatılmasıdır.
- Silüet Aydınlatma: Cameo aydınlatmasının tersi olarak düşünülebilir. Cameo aydınlatmasında fon tamamen karanlıkken, Siluet aydınlatmasında fon aydınlıkken nesneler karanlıktır. Ayrı bir derinlik duygu ve anlam katmaktadır.
- Rembrandt Aydınlatma: Rembrandt aydınlatması bir noktadan yüzün yumuşak olarak aydınlatılması olarak algılanabilir. Bu aydınlatma türünde yüzün bir tarafına karanlık düşürülerek aydınlatma sağlanmaya çalışılır.
Tanım kısmını geride bırakıp, bunların ne anlama geldiğini Gül Yıldız’ın anlatımından duymaya devam edelim. Caravaggio’nun “Judith Holofernes’in Başını Keserken” tablosuna bakalım birlikte:
Chiaroscuro aydınlatmanın kullanıldığı tabloda, ressam sadece neyi öne çıkarmak istiyorsa onu aydınlık bırakmış detayları ve göstererek izleyicinin dikkatini dağıtmak istemediklerini karanlıkta bırakmıştır. Böylece üç boyutlu bir görüntü yakalanmaya çalışılmıştır ve kontrastı yüksek bir tablodur.
Sokak fotoğrafında, bu tekniği nasıl kullanabiliriz? Özneyi aydınlıkta tutabileceğimiz, öne çıkarmak ve dikkat çekmek istediğimiz objenin ışık aldığı, ancak önemi daha düşük olan bölgelerin ise karanlıkta kaldığı sokak sahnelerini oluşturabiliriz. Bunun için, gözümüz ışık ve gölgenin bize bu ışığı verdiği yerleri aramalı.
Işık ve gölgenin güzel etkilerini görebileceğimiz Rembrandt eserlerinden “Gece Devriyesi”
ve yine Rembrandt’tan “Emmaus’ta Akşam Yemeği”
Esasında, fotoğrafçılığa en çok ilham veren resim sanatını ihmal etmememiz gerektiğini bu örnekler ile Gül Yıldız sayesinde bir kez daha hatırlamış oluyoruz. Kendi adıma, üniversite yıllarında okuduğum resim sanatı ve resim sanatına yön verenleri bir kez daha hatırlamak için kitapların arasına kendimi bırakmak istiyorum, ilk fırsatta.
Gül Yıldız, renkli sokak fotoğrafı için tercihlerimizde kontrast renkleri birlikte kullanabileceğimizi söylüyor. Esasından siyah ve beyaz gibi, kontrast renkler diğer renkler arasında da mevcut örneğin mavi ile kırmızı ile yakalanabilecek kontrast bir fotoğraf da, bir siyah beyaz fotoğraf etkisini ve tadını verecektir. İkili kontrast renklerin birlikte kullanılması ile örneğin sarı-kırmızı (Fenerbahçe’li dostlar fotoğraf konuşuyorum, üzerinize alınmayın) ile güçlü kontrast fotoğraflar elde edilebilir.
Sert geçişler yerine fotoğrafta yumuşak geçişlerin olduğu sokak fotoğrafını da unutmamak ve ihmal etmemek gerekiyor. Burada verdiği örneği arasam da bulamadım belki sizler biliyorsanız, bu kısmı geliştirebiliriz: DaVinci sufimoto tekniği ile çizimlerinde tonların geçişli olarak elde edilmesini sağlayabiliyordu. Aramalarımda bu tekniğe ilişkin bilgi bulamadım.
Fotoğraf çekiminde ışık koşullarının yanısıra, arka planı oluşturan görseller de önemli. Bazı etkinlikler oldukça güzel görüntüler verebilir, ama dikkat edilmesi gereken etkinliklere “herkesi gittiği gün değil, herkesin gidemediği gün” gidebilmek önemli. Örneğin Pavli Panayırı’na gitmeyi düşünüyorsanız hafta sonu yerine planınızı hafa içi bir güne yaparsanız herkesin çektiği fotoğraflardan çok daha iyisini çekebilirsiniz. Sokak fotoğrafı konusu belki sayılmasa bile, fotoğrafçı sayısının artışı, fotoğraf çekmeyi zor hale getirirken fotoğrafa konu insanlar üzerinde de memnuniyetsizlik yaratabiliyor.
Sokak, stüdyo gibi ışıkları düzenlenmiş bir sahne değil. Bu sebeple, ışık farklı şekilde dağılabiliyor. Sokak fotoğrafında, eğer tek noktada ışık fazla ise pozlama sırasında bu dikkate alınmalı. Önlem olarak, ışık pozlaması ışıklı bölgeden alınabilir.
Cameo aydınlatmasına geri dönersek, cameo esasında bir uygulama türü. Mücevher kolye yapımında kullanılan bir teknik, taş üzerinde yapılan oymalar oluşturuluyor. Sonucunda da, aslında hepimizin mutlaka bir defa gördüğü bu tip kolyeler yapılıyor. Cameo aydınlatma; tonlar sert, genellikle siyah fon önünde aydınlanmış bir obje ile ışık geçişleri olmaksızın oluşturuluyor. Cameo aydınlatmaya bir örnek verelim, gözümüzde iyice canlansın:
Rembrandt aydınlatmada geçişler bulunmaktadır. Kimi zaman arka plan daha önemli olabilmektedir. Cameo aydınlatmada arka plan siyah veya beyazdır, model ile kontrast oluşturması beklenir. Boyut etkisi, geçişler ve arka plan olmadığı için neredeyse yok gibidir. Rembrandt aydınlatmayı da görelim, gözümüzde o da canlansın:
Notan aydınlatmada, bir nebze cephe ışığı gibi denilebilir. Obje veya sahnenin karşıdan aldığı ışık diye düşünülebilir. Daha düz bir aydınlatmadır, “flat light” da denilebilir. Gölge yapmaz, boyut ve derinlik etkisi yoktur. Işığın tepede geldiği durumda, elde edilemeyecek ışık türüdür. Gölge yapmayan bir aydınlatmadır.
Genellikle televizyonda, sit-com ve komedi türü programlarda kullanılmaktadır. Silüet aydınlatmada fon aydınlıktır, objemize ışık arkadan gelmektedir. Bu sebeple, objemiz karanlık olmakla birlike konturları belirgindir. Silüet fotoğrafı diye anlandırılan fotoğraflar, bu ışık koşullarında çekilmektedir.
Yukarıdaki fotoğraf, örnek bir silüet fotoğrafıdır. Fotoğraf makinesi elimizde iken bu koşulları oluşturabilmek için spot ölçüm modundayken aydınlık noktadan, yukarıdaki fotoğraf için söylersek denizden veya gökyüzünden ölçüm almalıyız. Bu sayede makine pozlamasını aydınlığa göre yaparken, silüetini almak istediğimiz bölgeleri karanlık bırakmış olacaktır. Işığın makinemizin arkasından geldiği koşullarda bu fotoğrafı elde edebilmemiz mümkün değil çünkü bu durumda silüetini almak istediğimiz objelerin üzeri ışıkla boyanırdı ki bu durumda silüet için gerekli koşulların oluşmadığını gösteriyor bize.
Gül Yıldız, anlatımına devam ederken siyah beyaz fotoğrafta tercih ettiği dört konuyu şöyle özetliyor:
- Form fotoğrafları
- Silüet fotoğrafları
- Işık-gölge fotoğrafları
- Yağmur fotoğrafları
Silüet fotoğraflarında, hareket anının güzel görüntü verdiği ve objenin hareket halinde silüeti oluşturduğu kareleri beğendiğini belirtiyor. Silüet fotoğrafı için geometrik şekiller birebirdir. Fotoğrafı formlarla dolu hale getirecektir. Silüet fotoğrafını, su etkisiyle de oluşturmak farklı görüntüler elde etmemizi sağlayacaktır. Yakalayacağımız farklı afişler önünde de silüet fotoğrafları elde etmek mümkün. Gölgelerin uzadığı saatlerde veya alt geçitlerde iyi silüet sahneleri yakalanabilir.
Işık-gölge fotoğrafında zamanlamayı iyi yapmak gerekiyor. Işık-gölge fotoğrafında objenin gölgeli alanda olduğu ve kendi üzerinde ışığın olduğu an, doğru zamanlamadır, Gül Yıldız bu anı şöyle tanımlıyor: “objenin gölgeye girdiği an ya da henüz çıkmadan önceki an da iyi çekilir”. Dramatik etkiyi vermek için, duran model fotoğrafta beklenen etkiyi verecektir.
Fotoğrafta, son yirmi yıldır daha fazla gördüğümüz minimalizm etkisi fotoğraf kadrajlarını etkilemektedir. 1/3 kuralı, minimalist fotoğraflarda ufuk çizgisini aşağıya doğru zorlamaktadır.
Fotoğrafları görmek için, Gül Yıldız ve Artrospektif Instragram hesaplarına isimlerin linklerine tıklayarak bakabilirsiniz.
Ve böylece, sokak fotoğraflarını beğendiğim Gül Yıldız’ın seminerinden alabildiğim notlarımı sizlerle paylaştım. Bazı bölümler belki kopuk olabilir, affola. Katkılarınız olursa sevinirim.
Kendisine ve Fujifilm’e teşekkür ederim bu imkanı biz fotoğraf severlere ücretsiz sundukları için.